18 Nisan 2007 Çarşamba

Türkiye'de Televizyon Dünyası Bağlamında Toplumsal Çöküş - Gökhan DAĞ

GİRİŞ

Televizyon kanalları (televizyon) yeni vizyonlar kazandırmak için sürekli gelişiyor. Televizyonlarımızın halini anlayabilmek inanın bana çok zor. Amacım bu zorluğu biraz kolay bir hale getirmek. Zor diyorum; çünkü televizyonlar öyle güçlü yayınlar yapıyorlar ki izlenmeyecek, saçma sapan programları bile izlemekten kendimizi alıkoyamıyoruz. Birkaç program analiziyle az biraz fikir uyandırmak ümidiyle yazımı yazıyorum.

A. Sabah Kuşağı Programları: Yayınlanmasının sakıncılarına geçmeden önce programın hedef kitlesi hakkında bazı bilgiler vermek yerinde olur. Sabah programları genellikle hanımlara hitap eden yapımlar olup çocukları daha da önemlisi çoğunlukla orta yaşlı erkekleri ekranlara hapsetmektedir.
Sabah programlarında işlenen gereksizce tartışma konuları insanlara kötü örnekler oluşturmakta ve bunları izleyen kesim çocuklarının eğitimine önem vermeyip bunlarla vakit geçirmektedir. Bu sebeple reyting savaşları için yeni nesiller sağlıklı bir gelişim izleyememektir. Bu sebeple sabah programlarında çıkıp halkın ruh, sinir ve biyolojik unsurlarını hedef alan sabah programları sunucuları ve yapımcılarını, oraya gidip kadrolu seyirci olan insanları vatan hayini ilan ediyorum.

B. Öğlen Kuşağı Programları: Öğlen kuşağı programları genellikle halkı bilinçlendirme amacı güder (!); fakat bu yapılan bilgilendirmenin sonuçları hep stüdyo tartışmaları ve ikili atışmalarla geçtiği için, halkı genellikle ekranların başına kilitlemekte olup sağlıksız bir toplumsal yapının oluşmasına sebebiyet vermektedir. Program sunucuları bile programa evlerinden ve stüdyodan katılan insanları (kendinde bu hakkı nerede buluyorsa) azarlamaktadır. Bu insanlarıda bir ölçüde vatan haini ilan ediyorum.

C. Akşam Kuşağı Programları: Akşam kuşağı televizyon dünyasının en renkli karelerini oluşturur. Prime-time olarak nitelendirilen bu renk cümbüşü genellikle bazı kategorilere ayrılır. Bunlar belli başlı başlıklar altında toplanabilir.

1- Akşam Haberleri: Sunucuları genellikle zeka seviyesi düşük insanlardır. Okudukları haberleri bile anlayamayan, sonradan gelen görüntülerle olayı ancak idrak edebilen insanlardır. Televizyondaki haberlerimiz genelde magazinsel içierikte oldukları için (ki bunu bu hale getiren haber sunucusunu vatan haini ilan ediyorum) genelde bir haber kuşağı olmayıp, reyting aktörü olarak görülür. Verilen (zorunlu) haberlerden sonra, zeka seviyesi zaten diğer programlarla gittikçe hırpalanan halka yaşamdan komik dakikalar izlettirilir. Bu haber kuşaklarının bir diğer özelliğide önceleri haberlerin, hergün olabilecek saatten farklı verilip daha sonra bunun reytingine yönelme işidir. Bu reytinge yönelmede altta geriye sayan bir kronometreyle olmaktadır.

2- Yarışma Programları: Genellikle birincinin mesaj yollanarak belirlendiği ve birçok vatan hainini içinde barındıran programlardır. Mesaj yollamanın aslında yarışmanın birincisi belirlemekten çok ticari olduğunu kavramaktan uzaklaşan halk (ki bunda diğer programlarında etkisi vardır) mesaj için harcadığı para yüzünden aç kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu toplumsal - ekonomik boyut olarak fakir bir halkın doğuşudur. Kısaca bir analiz yapmak gerekirse her yarışmaya bir mesaj atan izleyici (ki buralara atılan mesajlar normal mesajlardan NEDENSE pahalıdır) hesaplamalarıma göre haftada 500 kontörü sokağa ve reyting savaşlarına atmaktadır.
Bu programlarda bahsedilmesi gereken önemli bir hususta şudur: Bu programlarda tartışma hiçbir zaman eksik olmaz. Genellikle vatan hainlerinden oluşan bir jüri ışığı sonmuş ÜNLÜLERİ ve ışığı parlayacak diye ümit eden halkı azarlamaktadır. Tartışmaları eksik olmayan bu programlar halkı bir eve kapatıp psikolojisini bozmakta ve daha sonra bu programlardan çıkanların sonu meçhul olmaktadır.

3- Magazin Programları:
Bu programlar televizyon dünyasının zırhlı ve çeşitli savaş sanatlarıyla donatılmış reyting savaşçılarıdır. Genellikle halkın beğenisini kazanmış güzellerin ve yakışıklıların sunduğu bu programlar içerikleriyle halkı ekran başına bağlamakta ve bunu izleyen aileler kendi için de etkileşimi bir kenara bırakmaktadırlar. İçerikleri ünlülerin hayat hikayesi olan bu programların seviyesizlikleri doruklardadır. Frikik (magazinsel anlamda açık bir görüntü yakalama) peşinde olan magazin muhabirlerinin kol gezdiği bu program ziyanlarında görünen insanlar genellikle vatan hainleridir. Aynı zamanda bu programların müptelası olanlarda vatan hainleri olma yolunda ilerlemektedir. Ülkemizde oluşan magazin kültürünün son halkasını oluşturan magazin mahkemesi tarzı programlarda Türk mahkemesi ayaklar altına alınmakta, kendini hakim zanneden vatan haini oraya televizyon programları kurbanı olarak giden halkı azarlamaktadır. Zaten en ufak bir şeyde mahkemeleri meşgul eden ünlü insan ziyanları mahkemelerin işleyişini aksatmakla kalmayıp birde bu programlarda boy göstermektedir.

4- Diziler ve Filmler: Genellikle tüm gün yayınlanan bu programlar gece olunca yarasa gibi ortaya çıkar ve kan emer. Genellikle feodal yapılanmaları konu olan bu diziler genellikle saçma sapan konuları işleyip birkaç bölüm sonra yayından kaldırılırlar. Yayından kaldırılmayıp son bulanlar ise birçok kez tekrar edilir. Bu dizilerin en tehlikeli olanları komplo teorilerini işleyip halkın ruh sağlını bozan tipleridir.
Filmler ise genelde aksiyon denen türden olup kan ve barut kokar. Bu filmlere özenenlerin yaptıklarıyla bazen ülkeyi zor duruma soktukları bile gözlemlenir. Bunda dizilerin payının varlığıda inkar edilemez.

Ç. Gece Kuşağı Programları: Bu programlar insanların uyukladıkları fakat uyumadıkları zamanlarda yayınlanır. İnsanlar televizyonda yayınlanacak program sayesinde program başlayana kadar uyumadıkları gibi program bitene kadarda uyumazlar. Sonrasında bu uykusuzluk hali topluma acı şekillerde yansır. Bu programlarda kendi içinde belli kategorilere ayrılabilir.

1-Şov Programları: Bunlar genellikle insanları güldürmeye yönelik olup bol müzik dolu, diğerlerine nazaran daha iyi programlardır. Seviyesiz sohbetlerin bazen doruklara çıktığı bu programlarda konuklar çok kıymetliyken birkaç hafta sonra oldukça kötü şekilde eleştirilebilir. Eskiye oranla çok ufakta olsa gelişme kaydeden programlardır.

2-Spor Programları: Bu programlarda genellikle haftanın maçları yorumlanır ve bu yorumlama düzeyi oldukça seviyesizdir. İnsanlar komedi programı izler gibi geç saatlere kadar uykusuz kalırlar. Bu programların hafta içi yayınlananlarından toplum oldukça olumsuz şekilde etkilenir. Programdaki yorumcuların bazen uyukladıklarıda görülmüştür. Yapılan tartışmalar ve programların topluma kazandırdığı hiçbir şey yoktur.

3-Haber Tartışma Programları:
Bu programlarlarda sabaha kadar süren ateşli politik tartışmalar yaşandığı gibi, büyücülerin şarlatanlıklarıda gözler önüne serilir. Bir çoğu gereksiz olduğu gibi toplumu depolitize etmesi açısından oldukça sakıncalıdır. Vatan hainlerinin bazı yayınlara konuk oldukları gözlenebilir

D. Gece Sonrası Kuşağı Programları: Bu kuşakta bir önceki bahsedilen tüm yayınların tekrarı yapılır. Ulusa sesleniş konuşmaları da nedense bu saatlere bırakılır. Bu bile televizyonların pislik, şuursuz halinin göstergesidir.

SONUÇ


Televizyon aleminin ufak bir yansımasını çizmeye çalıştığımız bu yazıda, toplumun bunlardan nasıl etkilendiğini saptamaya çalıştık. Pek tabii ki hedefimiz bu etkilenmenin kötü yönlerini göstermek üzerine kuruludur. Televizyonlarımızda reyting savaşlarına katılmayan birçok kanal NEDENSE daha seviyeli programlar yayınlamaktadırlar. Bu nedenle yazımızın kimleri hedef aldığı aslında açıktır. Yazıma bu seviyeli programlardaki insanların vatan hainlerine dönüşmemesi dileklerimle son veriyorum. Teşekkürlerimle

Nisan 2007 / BURSA

Gökhan DAĞ

0 Comments: