20 Nisan 2007 Cuma

Köy Kanunu ve Laiklik - Gökhan DAĞ

Kamu yönetiminde yerel yönetimlerim (mahalli idarelerin) Belediyeler ve İl Özel İdarelerinden sonra üçüncüsünü oluşturan köyler, toplumsal yaşantı açısından , şehirleşme eğilimine paralel olarak önemini yitirmeye başlasalarda, bu idari birimlerin yönetimi için esas teşkil eden 442 sayılı 18/3/1924 tarihli Köy Kanunu laik çerçeveden uzak görüntüsüyle önemini korumaktadır.
Yukarıdaki iddama Köy Kanunu'nun bazı maddelerini okurken ulaştım; ama öncesinde laiklik hakkında konuşmamız gerekiyor. Laiklik genel itibariyle daha doğrusu politik ifadesiyle devletin dinin olmaması ve devletin bu nosyona bağlı kalarak dinlere eşit mesafede yaklaşmasıdır. Bu çağdaş Atatürk ilkesinin ise, Atatürk zamanında bir kanunda uygulanması daha bir çok örneği olan bu uygulamaların sadece bir diğerini oluşturuyor. Kısacası laiklikle örtüşmeyen bir çok kanun ve kurum varlığını ülkemiz politikası içerisinde devam ettiriyor. Bunlardan sadece birisi de Köy Kanunudur.
Köy Kanunu'nun içeriğine bakmak gerekirse; kanun köyün daha çok nitelik sayılabilecek tanımlarına yer veriyor. Bunlardan biri köy; cami , mektep, yaylak, bataklık gibi orta malları bulunan ve toplu veya dağınık evlerde oturan insanların bağ ve bahçeleri ile birlikte bir yerleşim toplulu ve yeridir olarak tanımlanıyor. Burada kullanılan cami ifadesine ne gerek var diye düşündüğüm zaman herhngi bir sonuca ulaşamıyorum.
Kanunu biraz daha inceledikten sonra ikinci fasılda köyün işleri başlığı altında, köyün mecburi işlerinde şöyle bir görev yer almakta: "Köyde bir mescit yapmak (yeniden yapılacak ise köy meydanının bir tarafına yapılacaktır.) " . Bu ifade ise iki yönden düşünülebilir. İlk olarak, köyde bir mescit olabilir ve yerine yeniden yapılması mecburidir; çünkü köyde bir tane mescit de olsa, mescit yapmak zorunlu işlerden sayılmaktadır (Bizce sorun; mescit varsa, mescit yapmak zorunlu iş sayılmamalıdır diye düzeltilmelidir.) . İkincisi ise; daha ilginç, neden yapılacak bu yapı köyün merkezinde olacaktır ? Sorunun cevabına hanelere yakın olsun diye bir cevap vermek kolay olabileceği gibi, toplumsal grupların merkezi en prestjli yeridir teziyle de bunu açıklamak oldukça şaşırtıcı olacaktır. Bu ifadenin laiklikle örtüşmediği de oldukça açıktır.
Kanunun daha da derinliklerine inildiğinde köyün organlarından birisini oluşturan Köy İhtiyar Heyetinin üyeleri konusunda, köyün imamının ihtiyar heyetinin doğal üyesi olduğu ibaresi yer almaktadır. Bu anlatımın değerlendirmesi ise şu yönde yepılabilir: köyün şeçmenlerini içinde barındıran bir diğer köy organı Köy Derneğinin içinde köy imamının bulunması gayet doğal iken, bu birimin ihtiyar heyeti gibi seçimle oluşturulan bir yapı içinde doğal olarak bulunması laikle kesinlikle örtüşmez.
Sonuç olarak denilebilir ki Köy Kanunu laiklik çerçevesinden (bizce) uzak bir yapıdadır. Bu yapı laiklik unsurlarının belirttiği ölçüde düzeltilmelidir.

Okumadaki sabrınız için Teşekkür ederim. Gökhan DAĞ

0 Comments: