18 Ekim 2007 Perşembe

21 Ekim'de Sandık Başına

Türkiye 21 Ekim 2007 tarihinde tekrar sandık başında olacak. Referandum özelliği taşıyan bu şeçimde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, Cumhurbaşkanını halk mı seçsin, yoksa var olan sistem devam mı etsin diye oy kullanacaklar. Ben lafı uzatmadan söylemeliyim ki böyle bir oylamaya karşıyım. Nedenlerine gelince;

1. Referandum süreci başlamışken, halkoyuna sunulan metin değiştirilmiştir; ve bu bakımdan seçim hukuken sakattır. Gümrük kapılarında oy kullanan vatandaşlar, oylarını eski metne göre kullanmıştır ve bu oylar yeni oluşan metin hakkındaki düşünceleri yansıtmamaktadır. Bu durumda Yüksek Seçim Kurulu (YSK) nasıl olmuştur da seçimin 21 Ekim'de yapılabileceğine karar vermiştir. Bu bir hukuksal ayıptır. İktidarın ve YSK'nın bu davranışının ne kadarı demokrasiyle bağdaşır ?

2. Seçimin getirileri ve götürüleri yeni bir iktidar dönemine rastlayabileceğinden, aynı konuda yeni bir referandum gerekebilir. Her seçim bir harcama olacağından bunun ekonomik götürülerinin hesaba katılması gerekir.

3. Referandum paketi, halkın, TBMM'in seçeceği adaylardan birini seçmesine olanak tanımaktadır. Bu bakımdan iktidar partisinin seçeceği aday yüksek ihtimalle Cumhurbaşkanı olacaktır. Hemde seçilecek olan bu cumhurbaşkanı meclisin yapacağı seçime göre daha kolay seçileceğinden bu durum, şu anki konjonktürde iktidar partilerinin işine yarayacaktır.

4. Parlamenter bir sistemde Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi bir rejim skandalı yaratabilir ve rejim çarklarının iyi işlememesine veya durmasına yol açabilir.

5. Cumhurbaşkanı Adayı olan şahsiyetlere halk neye göre oy verecektir, Cumhurbaşkanı adayları acaba şehir şehir, kasaba kasaba dolaşıp seçim propagandalarımı yapacaktır ? Görevleri Anayasa'da net bir şekilde belirtilen siyasi bir şahsiyetin neye göre oy isteyeceği merak konusudur. Düşünsenize Cumhurbaşkanı'nın şöyle bir propganda yaptığını: "dinci kesimi mutlu edecek kanun tasarılarını veto etmeyeceğim, dinci iktidarın kanunlarına hep evet diyeceğim." Tabii bu propagandanın tersi yönde bir söylemin gerçekleşmeside olasıdır.

6. Amerika Birleşik Devletleri'ne duyulan hayranlık ne yazık ki Cumhurbaşkanını halkın seçmesi konusunda da yaşanmaktadır; çünkü ABD'de Cumhurbaşkanı'nı büyük ölçüde halk seçer.

7. Yaşanan terör sorunları sebebiyle kabul edilen tezkerenin, referandum sürecinde yaşanması daha doğru kabul edilmesi çok garip bir tesadüftür. Terör meselelerinde hep ABD'nin dediğini yapan "dinci" iktidar nedense ve nasıl olduysa referandumdan önce ABD Başkanı "ufak" Bush'a rest çekmiştir.

Sonuç olarak; yaşanan hukuk skandalını düşünerek ve bunun demokrasi düzeniyle bağdaşmadığını bilerek "dinci" AKP iktidarın dayatmacı referandumuna ben HAYIR diyeceğim. Cumhurbaşkanlığı makamıyla bu kadar uğraşan bir siyasi iktidar şu ana kadar kesinlikle olmamıştır. Askeri rejimler bile Cumhurbaşkanlığı makamı için bu kadar uğraşmamıştır. AKP iktidarın yaptıklarını uzun vadede halk çekecektir. AKP zamanının modern diktatörü olmaya devam etmektedir. KINIYORUM. Ayrıca Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi için gerekli mekanizma düzenlemeleri yapılmamışken bu seçim için yapılan aceleciliği de şuan da olduğu gibi her zaman sorguluyorum. Teşekkürlerimle, okumadaki sabrınız için.


Gökhan DAĞ




0 Comments: